Londra’nın ne denli muhteşem bir şehir olduğunu aslında
şu yazımda anlatmıştım. Ama bana yetmedi. Daha doğrusu zaman içinde gitmeler ve aksiyonlar arttıkça tek yazı Londra’ya yetmedi. O sebeple yazının bir bölümünü turistik olan bilgilere, bu yazıyı ise daha çok yaşam tarzı, yeme-içmeye ayırma kararı aldım.
Öncelikle Londra’nın bence olmazsa olmazı pazarları. Hemen hepsine gittim, hepsinden ayrı bir keyif aldım. Aşağıda tüm pazarları kısaca özetlemeye çalıştım, umarım faydalı olur.
PAZARLAR
Nothing Hill Portobello Market
Camden Town
Bricklane & Spitalfields
Boroughmarket
Broadway Market
Portobello Market’e gitmişken Nothing Hill’de güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz. Pazar Londra’nın Batı kısmında, daha çok ikinci el eşyalar bulabileceğiniz sevimli bir pazar.
Camden Town her gün açık olan bu pazarda alternatif ürünler bulmanız mümkün. Rengarenk ve çok keyifli bir pazar ve bölge.
Bricklane & Spitalfields yiyecek pazarı yine çok eğlenceli bir diğer pazar. Bu arada Bricklane’e gitmişken meşhur bagel’ı yemeyi de unutmayın 🙂 Beigel Bake bir hayli meşhur, 24 saat açık bir bagelci. Önünde sıra olduğunu söylememe gerek yok sanıyorum, geceleri daha kalabalık olabilir. Ben öğlen yemeği olarak yemeyi tercih ettim.
Boroughmarket yine Cumartesi ve Pazarları kurulan bir yiyecek pazarı, hemen her yiyeceği yemek isteyeceğinizi garanti edebilirim.
Broadway Market ise şehrin Doğu yakasında Hackney yolu üzerinde Shortridge’de. Cumartesi günleri kuruluyor ve kahvaltı/öğle yemeği için ideal.
SOKAK SANATI
Londra yerleşim merkezi çok turistik olan orta bölüm dışında, Doğu ve Batı olarak ayrılmış durumda. Doğu’da eskiden beri meşhur olmuş Chelsea, Nothing Hill gibi lüks sayılabilecek yerleşim yerleri, Batı’da ise eskiden daha köhne ve sadece göçmenlerin yaşadığı ama zaman içinde alternatif yaşam yerlerine dönüşmüş yeni yerleşim alanlarından oluşuyor. (Karaköy, Galata, Cihangir gibi düşünebilirsiniz) Şehrin doğusunda ziyaret edilmesi gereken yerler Angel, Shortridge ve Bricklane.
Ben sokak sanatı ve grafiti’ye ayrı bir hayranlık duyduğum ve şehirlere farklı bir anlam kattığına inandığım için son gezim sırasında Shortridge’da bir Street Art turuna katıldım. Internette
ŞU adresten kayıt olup tura katılmanız mümkün. Buradan sadece mail adresinizi iletiyorsunuz, onlardan gelen mailde belirtilen bölgede bulup İngiliz bir rehber eşliğinde tüm bölgeyi gezip grafitiler hakkında bilgi ediniyorsunuz. Gerçekten çok başarılı bir tur.
Bunlar arasında en meşhur olanı Banksy’nin yapmış oldukları. Zaten onların geneli çalınma ya da zarar görme ihtimaline karşı koruma altına alınmış durumda. Daha detaylı bilgi almak isterseniz; Banksy’nin son yaptığı eserler ile ilgili bilgi için
ŞU linke, Banksy / Robbo atışması için
BU linke tıklayabilirsiniz.
YEME – İÇME
Londra mutfağı ya da İngiliz mutfağı Fish & Chips gibi saçma bir şey ile sınırlı olsa da, Londra’da Türk mutfağı dahil tüm mutfakların en iyilerini bulmanız lazım.
Kısaca özetlemeye çalışacayım;
Türk yemeği yemeden duramıyorum derseniz
Sofra ve
Gallipoli sizi bekliyor. İkisi de gerçekten güzel. Türk mutfağını kebaptan ibaret sanan Avrupalılara gerçeği gösteren restaurantlar olduğunu söyleyebilirim.
Atıştırmalık için
Pret a Manger ve
Eat şehrin her yerinde. Sandviçinizi alın ve şehrin tadını çıkarın, hemen hepsi çok lezzetli. Özellikle güzel havalı bir günde Hyde park’ta sandviçinizi yiyip takılmak çok keyifli olacaktır.
Muhteşem bir hamburger deneyimi için yine şehrin her yerinde bulabileceğiniz
Byron güzel bir seçenek.
Conduit street üzerindeki
Sketch cafe hem yemekleri, hem ortamı ile çok keyifli. Bu deneyimi yaşayın derim. Uzun uzadıya yemek yemek isterseniz önceden rezervasyon yapmanızda fayda var.
Bir Cumartesi günü Portobello turunuzu Nothing Hill’deki
Raoul’s’da tamamlayıp muhteşem blueberry pancake’in tadına bakabilirsiniz. Üzerine güzelce akçaağaç surubu dökmeyi de aman atlamayın.
Angel tarafından hepsi denenmiş ve beğenilmiş bir kaç öneri;
Meksika mutfağı için Desparados ve
Wahaca (South Bank’te de var)
Güzel kahvaltı ve Viyana usulü kahve için
Kipferl
Angel dışında Hackney tarafında
Rita’s güzel bir lezzetli yemekler ve içki için güzel bir mekan.
Güzel pizza için Covent Garden Neil’s Yard’da
Homeslice pizza. Yalnız yer bulmak için 1 saat beklemeniz mümkün…
Londra kısa anlatılamıyor. Ama özetle çok güzel şehir. Gitmesi, gezmesi, yemesi, içmesi her şeyi güzel. Gidin doya doya yaşayın…
Keyifle…