Aslında hedefim Bologna değildi açık söylemek gerekirse ama İstanbul’dan Milano’ya gittiyseniz, boş gününüz de varsa Bologna’ya gitmenizi önerebilirim. Başka bir deyişle; İstanbul’dan kalkıp Bologna’ya direk tatil için gitmenizi önermiyorum 🙂 Milano’dan tren ile 1 saat 5 dk’da ulaşabiliyorsunuz Bologna’ya.
Şehire kızıl şehir diyorlarmış ki çok haklılar şehirde tüm binalar kırmızı, turuncu renkli. Bu da tabii genel olarak çok tarihi ve güzel bir atmosfer veriyor şehre. Binaların arasında, ara sokaklarda gezinirken kendinizi Ortaçağ’da kaybolmuş hissediyorunuz.
Tren garı ile şehir meydanı arasında Via dell’indipendenza var, burası alışveriş caddesi. Bana genel olarak Cenova’yı hatırlattı burası.
Şehirin meşhur olan iki şeyi var; bolonez sos ve Bologna Üniversitesi (Üniversite burslarından tanıdığımız Erasmus, Dante ve Kopernik burada okumuş)
Şehirde ilk gidilecek yer Piazza Maggiore. Burada gitmeden dönmemeniz gereken yer ise San Petronio bazilikası. San Petronio’nun içerisinde IV. şapel’de cennet ve cehennemin resmedildiği bölüm bulunuyor. Burada Hz Muhammed cehennemde resmedildiği için bazilika tarih boyunca bir kaç kez saldırılara uğramış (2002 ve 2006 yıllarında). Merakımdan gidip gördüm. Fotoğraf çekmek yasaktı, bu nedenle internetten fotoğraf koyuyorum.
Şehirde bir diğer görmeniz gereken yer Piazza Nettuno’daki Neptün Çeşmesi.